
Şükrü Balun, eğitimin sorunlarının çözümü yerine yapılan haksız kadrolaşmalarla sorunların giderek arttığına dikkat çekerek, “İlimizde eğitimin düştüğü nokta ortada iken, okullarımızda öğretmenlerimizin neredeyse güvenliğinin kalmadığı, yaptıkları akıl dışı, hukuksuz ve haksız kadrolaşmalar neticesinde birçok okullumuzun sorunlar yumağına dönüştüğü bir zamanda, milli eğitim işlerinin tamamen siyasallaştırıldığı, en basit işlerin bile siyasi iktidardan bir kaldıraç bulunmadan çözülmediği bir ortamda Milli Eğitim Müdürümüz muhtemelen siyaseten kendisinden görmediği sendikamız üyelerine karşı husumetle hukuksuz soruşturmalar açmaktadır. Sendikamızın genel merkezinin aldığı karar doğrultusunda katıldığımız, binlerce kamu emekçisinin en masum ölçülerde ortaya koyduğu, desteklediği demokratik eylemlerin suç muş gibi, hak hukuk tanımayan İl Milli Eğitim Müdürümüz ve Teftiş Kurulu Başkanı tarafından kovuşturuluyor olması kabul edilebilir bir tutum değildir. Gerek nöbet eylemimizde, gerekse de Yalova’da Vali’nin sınıfında öğrencilerin huzurunda yaptığı hakaretlerin ertesinde kalp krizinden kaybettiğimiz öğretmenimize bütün eğitim çalışanlarının şahsında sahip çıkan eylemlerimizde açıkça kamunun yararı olduğundan küçük bir şüphe bile yoktur. Sendikalı-sendikasız binlerce kamu çalışanının dâhil olduğu etkinliklerin suç olarak değerlendirilmesi ne anayasaya ne 4688 sayılı sendikalar kanununa ne de uluslararası sözleşmelere uygun değildir. Yalova’da mülki amirin hakaretlerinin ertesinde kaybettiğimiz arkadaşımız Halil Serkan ÖZ, bir kez daha öğretmenin itibarının ve onurunun, protesto ettiğimiz idare eli ile nasıl örselendiğini bizlere açıkça göstermiştir. Öğretmenin onurunu ve itibarını korumakta ne pahasına olursa olsun kararlı olan Eğitim-İş, kaybettiğimiz Halil öğretmenin ardından bir ders saati derse girmeyerek kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Eylemimiz her açıdan hukuka uygun, temel bir hak olarak ortaya konmuştur. Ancak Milli Eğitim Müdürümüz sınıfta öğrencilerinin önünde öğretmenimize hakaretlerini protesto ettiğimiz Yalova Valisinin tavrına devam ederek bizlere soruşturma açmayı tercih etmiştir. Mukadder Bey’e buradan bir kez daha sesleniyoruz. Ne yaparsa yapsın bizleri yıldıramayacağını haklı mücadelemizi engelleyemeyeceğini bir kez daha hatırlatmak isteriz.Nöbet hizmetlerinin ücretlendirilmesi ve nöbette geçen sürelerin norma eklenmesi talebi ile yapılan nöbet eylemlerinin engellenmesi maksadıyla açılan soruşturmaların kendisi hukuksuzdur. Haklı ve onurlu mücadelemizin bu haksız soruşturmalarla engellenemeyeceğini aksine mücadele azmimizi körükleyeceğini Mukadder Bey’e hatırlatmak isteriz. Sendikal haklarımız bu yolla engellenemez. Soruşturmalarla ve tutanaklarla, baskıyla ve tehditle üyelerimiz sindirilemez. Sendikal faaliyetlerimizi elindeki imkân ve yetkiler ile engelleme gayreti içinde olan İl Milli Eğitim Müdürü Mukadder Gürsoy ve İl Teftiş Kurulu Başkanı Mehmet Gürlek hakkında görevi kötüye kullanma ve sendikal faaliyeti engelleme suçundan suç duyurusunda bulunuyoruz. Haklarında kamu davası açılmasını talep ediyor, Cumhuriyet Savcılarını göreve çağırıyoruz. Eğitim-İş hak verilmez alınır ilkesini kendisine şiar edinerek, kamu çalışanlarının önder örgütü olmaya devam edecektir” şeklinde konuştu.